|
|
|
A
A
Horizonu : Dış
etkilerle iyice ayrışmış, organik madde bakımından zengin en üstteki katmandır.
Abisal
Alan : Derin deniz ovası (-3000 ila -6000m) derinlik
gösteren alanlar.
Ablasyon
: Buzulların
eridiği ve buharlaştığı saha.
Abmion
: Bu
terim bir çok batı ülkelerinde deniz aşındırmasının karşılığı olarak
kullanılır.
Abrazyon
: Deniz
dalgalarının meydana getirdiği aşındırma.
Açık
Havza : Sularını denize
ulaştırabilen havzalara açık havza denir.
Açınsama : Bir yerin özelliklerini belirlemek için orada araştırma
yapma.
Ada : Deniz ya da göl sularıyla çevrili küçük kara parçası.
Adacık : Çok küçük ada, üzerinde yerleşme bulunmayan ada. Mercan adacıkları,
kayalıklar.
Adatepe (inselberg) : Düzlükler içinde yükselen tepeler. Aşınmadan
artakalmış yükseltiler. Aşınım artığı.
Adayayı : Kara gövdesinin önünde sıralanan adalar.
Anakara ile aralarında, bir kenar deniz yer alır.
Adyabatik : Hava kütlesiyle çevrilen sıcaklık alışverişi olmadan, hava
kütlesinin ısınması veya soğuması. Alçalıcı ve yükselici hava hareketlerinde
görülür.
Afotik Bölge : Işığın nüfuz etmediği göl ve denizlerdeki bölge.
Aglomera : Yanardağ püskürme maddeleri veya tortul parçalardan birleşik
çimentolu konglomeralara verilen addır.
Ağız : Akarsuyun
denize ulaştığı yer.
Akarsu : Belirli bir kaynaktan doğan, yağmur ve kar suları ile beslenen ve
arazinin eğimine göre akıp giden sulara denir.
Akarsı Debisi : Akarsuyun
herhangi bir kolundan çıkan taşıma miktarına akarsuyum akımı veya debisi denir.
Akarsu Rejimi : Akarsuyun akımının yıl içerisinde gösterdiği değişmelere
rejim ya da akım düzendenir.
Akarsu Sekisi : Bir akarsu yatağının her iki yakasında ve bugünkü yatağa göre daha yüksekte bulunan basamak biçimindeki eski vadi taban dolguları.
Akarsu Sekisi : Bir akarsu yatağının her iki yakasında ve bugünkü yatağa göre daha yüksekte bulunan basamak biçimindeki eski vadi taban dolguları.
Akifer
: Suyun birikip akabildiği geçirgen kayaç bölümü.
Akmaz : At nalı biçiminde ve
menderesli bir akarsu yatağından ayrılarak artık su geçirmeyen gölcük.
Akyel : Kurutucu ve toprağın içindeki suyu
buharlaştırıcı rüzgar.
Alçıtaşı : Jips.
Alkali : Kurak ve yarı kurak
bölgelerde, yüzeyde bulunan sodyum karbonat, potasyum karbonat veya
tuzdur. Güçlü bir bazdır.
Alokton : Yer hareketleriyle
oluştuğu yerden başka yerlere taşınmış çeşitli kayaçlar. Taşınmış taşınarak
gelmiş.
Alp Dağ Oluşumu : Alp
orojenezi. Mezozoik sonlarında başlayıp yakın bir geçmişte (yaklaşık 2,5 milyon
yıl önce) sona eren, en şiddetli dağ oluşumu.
Bugünkü sıradağların büyük bir kısmı bu devrede meydana gelmiştir.
Alphin Çayır : Yüksek
dağlar üzerinde sürekli yeşil kalan bitkin topluluğu.
Alp Triyası : Alp jeosenklinalinde çökelip yığılmış ve alp dağ oluşumu ile
yüzeye çıkmış denizel fasiyes, kalın triyas dönemine ait katmanlar.
Altimetre : Madeni barometrelerin bir çeşididir. Yükseldikçe
basıncın azalması kuralına dayanılarak, yüksekliklerin ölçülmesi amacıyla
yapılmıştır.
Alüvyal Yelpazeli Kıyı : Birikinti yelpazelerinin geliştiği alanlarda
görülen kıyı tipidir.
Alüvyon : Akarsular tarafından taşınan kil, kum, çakıl materyallerin suyun akış
hızının azalması sonucu elverişli yerlere biriktirmesiyle meydana gelen
tortular.
Amfibol : Kayaç yapıcı mineral grubu. Kalsiyum, sodyum, magnezyum, demir, alüminyum
gibi minerallerden oluşur.
Amplitüd : Genlik.
Ana kaya : Ayrışma olaylarından etkilenmemiş yüzeyde veya toprak altında
bulunan kesim.
Ana yön : Güneşin doğduğu taraf doğuyu, battığı taraf batıyı gösterir. Bunları dik kesen yönler, kuzeyi ve güneyi gösterir. Bunlara ana yönler denir.
Andezit : Eflatun, mor, pembemsi renkli dış püskürük bir
taştır. Ankara taşı da denir. Dağıldığında killi topraklar oluşur.
Anemometre
(rüzgar ölçer) : Rüzgarın hızını ölçmeden kullanılan alet.
Aneroid
Barometre : Madeni
barometredir. Cıvalı barometrelerin kullanım alanının sınırlı olması ve taşıma
zorluğu nedeniyle geliştirilmiştir.
Antesedant
Olayı : Herhangi bir kara kütlesi yükselmeye uğrarsa ve bu
kütle üzerinde daha önce kurulan akarsu kütleyi yararsa, bu olaya antesedant
olayı, akarsuyun açtığı, yardığı vadiye de Antesedant Yarma Vadi denilmektedir.
Antiklinal:
Kıvrımlı dağın yükselen kısmı.
Antropojen
Bozkır : İnsan tarafından orman örtüsünün yok edilmesi sonucu oluşan
bozkır.
Aphel : Günöte.
Arkeen
: Prekambiryen’ in devirlerinden biri.
Artezyen
: : Basınçlı yeraltı
sularıdır. İki geçirimsiz tabaka arasındaki geçirimli tabaka içinde bulunan
sulardır.
Art Bataklık Deposu : Yataktan taşan suların çukur sahalarda birikmesi ve suyun
bünyesinde bulunan killerin çökmesiyle
oluşur.
Artçı Şok : Şiddetli depremlerden sonra
yeraltındaki kayaların yerlerine yerleşmelerinin yol açtığı hafif sallantı ve
titreşimler.
Asılı
Vadi : Dikey faylanmanın olduğu sahalarda yükselen blokların üzerinde
kalan vadilere denir.
Asidik : Kimyasal
birleşiminde %66 ve daha fazla SiO2 Bulunan magmatik kayaçlar. Bunlara asidik kayaçlar denir.
Asit
Volkan Kayaçları : Mantonun üst kısmındaki lavların çıkmasıyla oluşup bünyelerinde
%60 dan fazla sio2 ihtiva eden kayalardır.
Astenosfer
: Mantoda sıcak kayaçlardan oluşan 80-200 km kalınlığındki tabaka.
Atmosfer : Dünya’yı
çepeçevre saran gaz örtüsüne denir.
Atmosfer Basıncı : Atmosferi oluşturan gazların belli bir ağırlığı vardır. Gazların yeryüzündeki cisimler üzerine uyguladığı basınca denir.
Atmosfer Basıncı : Atmosferi oluşturan gazların belli bir ağırlığı vardır. Gazların yeryüzündeki cisimler üzerine uyguladığı basınca denir.
Atol : Halka veya at nalı
şeklindeki mercan adası.
Avgit
: Kayaç yapıcı mineraller grubu.
Ayrışma
: Havadan etkilenen kayaçların yıpranıp aşınması ve parçalanması
olayı.
B
Backwash
: Bir dalganın kıyıda kırılmasından sonra kumsaldan aşağıya geri
kayması olayı.
Badlans : Yarı kurak bölgelerde parçalanmış arazi.
Bağıl
Nem : Belli bir sıcaklıkta bir hava kütlesinde bulunan nem miktarının
yüzde olarak ifadesidir.
Bakı : Güneşe dönük olma durumu.
Baraj
Gölü : Yapay su birikintilerine baraj gölü denir.
Barograf : Basıncı sürekli kaydeden ve yazıcı ucu bulunan bir tür madeni barometredir.
Barisfer
: Ağırküre, taşkürenin en iç kısmı
Barkan : Hilal biçimindeki kum
birikintisi.
Baskın
Tür : Hakim tür, dominant tür.
Ekosistemlerde, sayı bakımından fazla olan tür
Başkalaşma : Bir taşın mineral yapısı ve dokusunun sıcaklık, basınç veya
her ikisinin etkisi ile fiziksel ve kimyasal açıdan değişikliğe uğraması.
Batı Rüzgarları : Her iki
yarımkürede tropikal basınç merkezlerinden 40-65° enlemlerine doğru
desen sürekli rüzgarlardır.
Batolit : Yer kabuğuna sokulan
ait magmanın oluşturduğu çoğunlukla kubbe biçiminde büyük kütle.
Bazalt : Koyu gri ve siyah renklerde olan dış püskürük
bir taştır.
Bel : Dağların, alçalarak
geçit verdiği yer.
Birinci Zaman (Paleozoik) : Günümüzden
yaklaşık 225 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır. Birinci
zamanın yaklaşık 375 milyon yıl sürdüğü tahmin edilmektedir.
Birikinti Konisi : Dağ yamaçlarından düzlüğe inen akarsuların
taşıdıkları materyalleri eğimin azaldığı yerde yarım koni şeklinde
biriktirmesine denir.
Bindirme : Dağ oluşumu esnasında bir kütlenin diğer bir kütle üzerine abanması
onun üzerine yerleşmesidir.
Birleşme : Bulutlardaki su damlacıklarının birbiriyle çarpışarak yağmur
damlaları oluşturmak üzare bir araya gelme süreci.
Biyojenik Çökel : Fosil
içeren tortul.
Biyom : En büyük tür topluluğu.
Biyomas Enerji (biyoenerji) : Organik maddelerin ayrışmasıyla ortaya çıkan alkol, metan
gazından oluşan enerji.
Biyosfer : Canlılar
küresi. Dünya ekosistemi.
Boğaz : 1-) Keskin ve dik
yamaçlı vadi. 2-) İki deniz ya da iki gölü birbirine bağlayan, iki kara ünitesi
arasındaki dar su yolu geçidi.
Boğaz Vadi : Yüksek dağ sınırlarını enine yarıp geçen akarsulardır.
Bora : Yugoslavya’nın
iç kesimlerinden Adriyatik Denizi kıyılarına esen soğuk rüzgarlardır.
Boreal
Orman : Kuzey Amerika ve Avrasya’ da iğne yapraklı ağaçlardan
oluşmuş soğuk soğuk ortamlarda yetişen orman.
Boyun : Birbirine
ters yönde açılmış iki akarsu vadisinin en yüksek, iki doruk arasındaki alanın
en alçak yerine boyun denir. Buralara bel ya da geçit de denir.
Bozkır : İlkbahar
yağışlarıyla yeşeren, yaz kuraklığı ile sararan kısa boylu otlardır. Bunlara
step ya da bozkır denir.
Bulut
: Yer kabuğu yüzeyi ile temas durumunda olmayan
havakürede asılı halde bulunan, su damlacıkları ve buz kristalleri topluluğu.
Bulut tohumlaması: Kasırgaları
zayıflatmak yada kurak bölgelerde "yağmur oluşturmak" için kullanılan
deneysel bir işlem.
Buz
Yalağı : Sirk.
Bük
: Akarsu kıyılarında verimli tarlalar. Bostan.
C
Camsı
Yapı : Volkanizma esnasında lavların çok süratli bir şekilde
soğuması dolayısıyla kristalleşmeye olanak olmaması sonucunda oluşan
mikroskopla bakıldığında akıntı izleri görünen yapı.
Cepli
Kıyı : Kıyı aşınım düzlüğünün genişlemesi, böylece dalga
aşındırmasının, dolayısıyla falez gerilmesinin yavaşlaması nedeniyle falez
önünde art kıyı depoları oluşur. Bu durumda dirençsiz kısımlar aşınarak hilal
ve cep şeklinde girintileri, dirençli kısımlar ise bunlar arasında çıkıntıarı,
burunları oluştururlar bu tip kıyılara cepli kıyı denir.
Coğrafi
: Coğrafya ile ilgili.
Coğrafi
Bölge : Taşıdığı belirli Coğrafi özellikleri ile
çevresinden ayrılan, kendi içinde benzerlik gösteren en geniş coğrafi birimdir.
Coğrafi Bölüm : Bir coğrafi
bölge içinde doğal koşullar, sosyal ve ekonomik özellikler bakımından farklılık
gösteren küçük birimlerdir.
Coğrafi Konum : Yeryüzündeki
herhangi bir alanın bulunduğu yere, o alanın coğrafi konumu denir.
Cıvalı Barometre : Üstü açık
bir kaba daldırılmış, yukarı ucu kapalı bir cam borudur. Hava basıncı, boruyu
dolduran cıva sütununu dengede tutar. Hava basıncı azalıp çoğaldıkça cıva
sütunu da alçalıp yükselir. Cıvalı barometre camdan yapıldığı ve hep düz
durması gerektiği için her zaman kullanımı kolay değildir.
Cosmos : Kozmos, kainat, evren.
Cüruf : Dışık. Kömürler veya
metalik madenlerin işlenmesi sonucu arta kalan posa, dışık.
Ç
Çağlayan : Bir akarsu
yatağında suyun yüksekten döküldüğü yer.
Çakıltaşı (Konglomera) : Genelde
yuvarlak akarsu çakıllarının doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması
sonucu oluşur.
Çakmaktaşı (Silex) : Denizlerde
eriyik halde bulunan silisyum dioksitin (SİO2) çökelmesi ile oluşan taştır.
Çatallanma : Akarsu
ağındaki bütün kolların birbirleri ile birleşme durumlarını ifade etmektedir.
Çatlayan
Dalgalar : Suda oluşan dalgaların tepe noktasında çeşitli yönlere
doğru kırılarak parçalanması.
Çavlan
: Akarsu yatağında farklı aşınma sonucunda yumuşak
kayaların aşınarak sert kayaların ortaya çıktığı yerlerde meydana gelir.
Çay : Derelerin
birleşmesiyle oluşan akarsulara çay denir.
Çekik
Su : Akarsu yatağından en az suyun geçme durumu.
Çekirdek : Dünya'nın
yoğunluk ve ağırlık bakımından en ağır elementlerin bulunduğu bölümüdür.
Çığ : Büyük kar
yığınlarının yamaç boyunca hareket etmesine çığ denir.
Çiy : Havanın
açık ve durgun olduğu gecelerde, havadaki su buharının soğuk cisimler üzerinde
su damlacıkları biçiminde yoğunlaşmasıdır.
Çizgi (grafik) Ölçek : Haritalardaki
küçültme oranını çizgi grafiği üzerinde gösteren ölçek türüdür.
Çizgisel Hız : Dairesel
hareket yapan Yerküre üzerindeki bir noktanın birim zamanda eksen üzerindeki
yer değiştirme hızıdır.
Çoraklaşma : Toprağın alt katlarında bulunan çeşitli tuz ve bazların kılcallık olayı ile toprağın yüzeyine çıkması ve çoğu bitkinin yetişmesini engellemesi.
Çökme Dolini : Yeraltında
bulunan mağara sistemlerinin tavanlarının incelerek çökmesi ile oluşan karstik
şekillerdir.
Çöl
: Yıllık ortalama yağış miktarının çok az olduğu günlük
sıcaklık genliğinin fazla olduğu bitki örtüsü yönünden son derece zayıf kurak
sahalar.
Çölleşme:
Özellikle yarıkurak bölgelerde doğal örtünün
yokedilmesi ile toprakların aşındığı yerlerde zemini oluşturan ince malzemenin
rüzgarla taşınarak kumul örtülerin meydana gelmesi ortamın tamamen bozulması.
Çözülme
: Kayaların fiziksel ve özellikle kimyasal yollardan
ayrışması.
D
Dağ : Çevresine göre yüksek
olan inişli çıkışlı yer şekilleridir.
Dalga: Deniz
yüzeyinin salınım hareketine dalgalanma deniz yüzeyinde beliren pürüze dalga
denir.
Dalyan
: Deniz, göl ve ırmaklarda kıyılara yakın yerlerde ağ ve
kazıklarla oluşturulan, büyük balık avlama kapanları.
Damtaşı
: Arduvaz, Kayağan taşı. Kilin başkalaşımı sonucu
oluşmuş yaprak yaprak, tabaka tabaka sökülebilen ve bu nedenlerde çatı örtü
gereci olarak kullanılabilen kayaç.
Debi
: Akım.
Deflasyon
: Rüzgarın aşındırıp savurması.
Delta : Akarsuların
denize ulaştıkları yerlerde taşıdıkları maddeleri biriktirmesiyle oluşan üçgen
biçimli alüvyal ovalardır.
Delta Ovası : Akarsuların deniz veya göle döküldüğü
kesimlerde taşıdığı malzemelerin birikmesiyle oluşan ovadır.
Delta
Kıyıları : Sürekli olarak deltaların geliştiği sahalarda bulunan
kıyı tipidir.
Delta
Önü Olukları : Deltaların önündeki yumuşak ve pekişmemiş çökellerin
göçmesi sonucu oluşan vadilerdir.
Denüdasyon
: Doğal erozyon. Kara sahasının ayrışma kütle
hareketleri ve benzeri ile aşınarak düzleşmesi ve buradan oluşan malzemelerin
çukur alanlarda birikmesi.
Deniz : Okyanusların
kıta içlerine doğru uzanan kollarına deniz denir
Deprem : Yerkabuğunun
derinliklerinde doğal nedenlerle oluşan salınım ve titreşim hareketleridir.
Yeryüzünün belirli yerlerinde sıklıkla deprem görülür. Buralara deprem
kuşakları denir
Deprem
Odağı : Depremin oluştuğu, yani yeraltında biriken enerjinin
çıktığı nokta.
Dere : Suyu az,
boyu kısa olan akarsulara dere denir.
Derin Deniz Çukurları : Sima
üzerinde hareket eden kıtaların, birbirine çarptıkları yerlerde bulunur.
Derin
Deniz Kanalları : Oluk biçiminde birkaç kolu olan ve fazla derin olmayan
vadilerdir.
Derin Deniz Platformu : Kıta
yamaçları ile çevrelenmiş, ortalama derinliği 6000 m olan yeryüzünün en geniş
bölümüdür.
Derinlik
Kayaları : Özellikle dağ oluşumu hareketleri esnasında
jeosenklinallerin tabanında bulunan katı kabuğun parçalanması sonucu üst manto
malzemesinin orojenik yani dağ kuşaklarına sokularak katılaşmasıyla oluşan
kayalardır.
Detritik
Maddeler : Sedimenter maddelerden olan kuvars tanecikleri, mika
pulcukları ve kil parçacıkları.
Dışık
: Ergitilmekte olan metal bir sıvının yüzeyinde toplanan
kabarcıklı madde.
Dikit
: Mağaranın tavanından mağaranın tabanına damlayan suyun
buharlaşmasıyla kirecin birikerek sütun halide yükselmesiyle oluşan
sütunlardır.
Dilatasyon
: Genleşme. Bunun karşıtı büzülme olup, gündüz-gece ve
mevsimlik sıcaklık farklarından ileri gelir.
Diskordans
: Bir tabaka sisteminin diğer tabaka üzerinde uyumsuz
olarak oturduğu yüzey.
Diskordant
: Uyumsuz tabakalaşma, tabakaların birbiri üzerine uygun
olmadığı durum.
Diffüz
ışık : Bulutlu-sisli havalarda güneş ışıklarının su
parçacıklarına çarparak yayılması.
Dislokasyon
: Yer kabuğunu oluşturan kütlelerin parçalanması, esas
durumların bozulması.
Diverjans
: Hava kütlelerinin merkezden çevreye doğru yayılması.
Diyaklaz
: Taşlar dahilindeki çatlaklar.
Doğal
Bitki Örtüsü : İklim şartlarına göre, kendiliğinden yetişen
bitkilerin oluşturduğu örtüye denir.
Dolin
: Kalker platolar üzerinde görülen, oval şekilli
erime çukurluklarıdır.
Don Olayı : Havanın
açık ve durgun olduğu kış gecelerinde aşırı ısınma nedeniyle toprak donar. Buna
don olayı denir.
Doruk : Dağın en
yüksek yerine doruk (zirve) denir.
Doruk
Çizgisi : En yüksek tepeleri birleştiren çizgi.
Dördüncü Zaman (Kuaterner) : Günümüzden
2 milyon yıl önce başladığı ve hala sürdüğü varsayılan jeolojik zamandır.
Duvar Lapyası : Yamaç
boyunca dikey olarak uzanan lapyalardır.
Düden : Kalkerli
arazide erime ile oluşan daire biçimli kapalı çukurluklara düden denir.
E
Ekiliptik
: Dünya'nın yörüngesinden geçtiği varsayılan
düzleme Ekliptik veya Yörünge Düzlemi denir.
Ekoloji
: İnsan ve diğer canlıların, birbirleri ve çevreleriyle olan
ilişkilerini inceleyen bilim.
Endemik Bitki : Dünyanın
sadece belli bir bölgesinde bulunan ve belirli iklim şartlarında yetişen başka
yerlerde yetişmeyen bitki.
Epifit : Ana besinlerini
atmosferden sağlayarak diğer bitkiler üzerinde büyüyen parazit olmayan bitki.
Epirojenik
Hareket : Bir kütlenin bir bütün halinde yükselmesine yol açan yer hareketi.
Episantr
: Depremin oluştuğu odak noktasının yeryüzüne dikey olarak ulaştığı
nokta veya depremin yeryüzündeki odak noktası.
Epirojenez : Karaların
toptan alçalması ya da yükselmesi olayına epirojenez denir.
Erozyon : Toprak
örtüsünün, akarsuların, rüzgarların ve buzulların etkisiyle süpürülmesine
erozyon denir.
Erime Dolini : Kalker
yüzeyler üzerinde, yağış sularının eritmesiyle oluşan karstik şekildir.
Erüpsiyon : Volkan sahalarında
magmadan gelen gaz, taneli ve akıcı olan maddelerin yeryüzüne yayılması,
püskürmesi.
Etezien : Balkan
Yarımadası’ndan Kuzey Ege kıyılarına doğru esen soğuk rüzgarlardır.
F
Fakolit : Kıvrımlı
bir bölgede lavların, kıvrılmış tabakalar arasına girerek ortada katılaşıp
kalması.
Falez
(Yalıyar) : Dalgalar aşındırma yaparken önce çarptıkları kıyı boyunca bir
çentik açar. Buna dalga oyuğu denir. Dalga oyukları derinleştikçe üzerindeki
kütleler kopar ve düşer. Böylece kıyı boyunca diklikler oluşur. Bu dikliklere
falez ya da yalıyar adı verilir.
Fauna : Bir bölgede yaşayan
hayvan topluluğu.
Fay : Yerkabuğu
hareketleri sırasında şiddetli yan basınç ve gerilme kuvvetleriyle blokların
birbirine göre yer değiştirmesine fay denir.
Fay Çizgisi : Fay
düzleminin yeryüzü ile olan arakesiti.
Fay Doğrultusu : Fay
düzleminin yatay düzlemde yaptığı arakesittir.
Fay Hareketi : Kabuk
tabakasında kırılmalara neden olan hareket.
Faylanma : Kabuğun
kırılması, özellikle sert bir kütlenin sıkışması veya yükselmeye uğraması ile
oluşur.
Fay açısı : Dikey düzlem ile fay düzlemin yaptığı açıya fay açısı denir.
Fay aynası : Fay oluşumu
sırasında yükselen ve alçalan blok arasındaki yüzey kayma ve sürtünme nedeniyle
çizilir., cilalanır. Parlak görünen bu yüzeye fay aynası denir.
Fay dikliği : Yer kabuğunun
kırılması ile alçalan ve yükselen bloklar arasında kalan eğimi fazla yükselti
basamağı.
Feldspatlar : En önemli
kayaç yapıcı mineral grubu.
Fenoloji : Bitkilerin bir yıl
içindeki tomurcuklanma, çiçek açma, yapraklanma, meyve verme, yaprak dökme vs
gibi hayatsak faaliyetlerinin iklimle olan ilişkilerini kapsayan bir bilim
dalı.
Fırlama : Fırlatma.
Yanardağlardan çıkan her türlü malzeme.
Filat : Kiltaşının
(şist) yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması yani metamorfize
olması sonucu oluşur.
Fitocoğrafya : Bitki
coğrafyası.
Fillit : İnce taneli, kolaylıkla
dilimlere ayrılan ve bünyesinde parlak küçük mika, yeşil renkli olan klorit ve
kuvars bulunan bir şişsttir.
Fiyord: Buzul aşındırması
sonucu oluşan vadilerin deniz suları altında kalmasıyla oluşan girintili
çıkıntılı kıyı.
Fiziki Coğrafya : Doğal çevre
bileşenlerini ve olaylarını inceleyen coğrafya ilmi anabilim dalı.
Fiziki Haritalar : Yeryüzünün
kabartı ve çukurluklarını gösteren orta ya da büyük ölçekli haritalardır.
Fliş : Marnlı-killi-şişstli ve
içinde yer yer belirgin ofiyolitler volkanik kayaçlar bulunan, bir jeosenklinal
tortul topluluğu.
Flora : Bir ortamdaki
bitkilerin tümünün cins, familya ve türlerine göre sınıflandırılması.
Fluviyal topoğrafya :Akarsuların aşınma,
taşınma ve birikme gibi faaliyetlerinin etkili olduğu saha, topoğrafya.
Forland : Önbölge.
Formasyon : Bir jeolojik dönemde
oluşmuş tabaka dizisi. Miyosen formasyonu gibi veya bir topluluğun tamamı,
orman formasyonu gibi.
Fosil : Jeolojik
devirler boyunca yaşamış canlıların taşlamış kalıntılarına fosil denir.
Fotogrametri : Çoğunlukla
havadan alınan fotoğrafların harita haline getirilecek şekilde işlenmesi.
Föhn rüzgarları : Bir dağ yamacını
aşarak diğer yamaçtan aşağı doğru esen rüzgarın sıcaklığı artar. Çevrede nem
açığı oluşur. Bitkilere kurutucu etki yapan bu tip rüzgarlara Föhn rüzgarları
denir.
Fön olayı : Dağlık kütleden
sarkan hava kütlesinin çevreden sıcaklık alış-verişi olmaksızın sıkışması ile
havanın ısınmasıdır.
G
Galeri Ormanları : Savanlardaki,
küçük akarsu boylarında görülen, çoğunlukla 50-100 m genişliğinde, bir akarsu
ağı biçiminde uzanan ve sürekli yeşil kalabilen nemli ormanlardır.
Garig : Akdeniz ikliminin doğal bitki örtüsü makilerin tahrip
edildiği yerlerde ortaya çıkan bitki topluluğu.
Gayzer : Volkanik
yörelerde yeraltındaki sıcak suyun belirli aralıklarla fışkırması ile oluşan
kaynaklardır.
Ge (JE) : Yer, dünya, küre.
Gece-Gündüz
Eşitliği : Gün-tün eşitliği.
Geçit : Dağlık yerlerin
ulaşıma imkan veren bölümlerine geçit denir.
Geodezi: Yeryuvarlağının
büyüklüğü, biçimi ile ilgilenen, ölçme yoluyla haritaların dayandığı temelleri
veren bilim dalı.
Gegraphe : Coğrafi, coğrafya ile ilgili.
Geleğen : Göle
karışan akarsu.
Genlik : Suların
kabarık ve çekik devrelerindeki su düzeyi farkı.
Gnays : Granitin yüksek
sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması yani metamorfize olması sonucu
oluşur.
Gök : İçinde gök varlıklarının hareket halinde
oldukları sonsuz boşluk, uzay, feza.
Gök Küresi : Yer üzerine dönük iç yüzü bulunduğu kabul edelim
yarıçapları sonsuza uzandığı varsayılan dünya merkezli küre.
Göktaşı : Yeryüzüne düşen
meteor veya parçalarına göktaşı adı verilir.
Göl : Karalar
üzerindeki çukur alanlarda birikmiş ve belirli bir akıntısı olmayan durgun su
kütlelerine göl denir.
Göl Ayağı : Gideğen.
Göl Bilimi (limnoloji) : Gölleri inceleyen bilim dalı.
Gölet : Yapay küçük tatlı su
gölü.
Graben : Çöküntü hendeği.
Granit : İç püskürük
bir taştır. Kuvars, mika ve feldspat mineralleri içerir. Taneli olması
nedeniyle mineralleri kolayca görülür. Çatlağı çok olan granit kolayca dağılır,
oluşan kuma arena denir.
Günberi (Perihel) : Dünya'nın,
Güneş'e en çok yaklaşıp, yörüngede en hızlı döndüğü gündür. Dünya Günberi
konumuna 3 Ocak'ta gelir.
Güneş Enerjisi : Güneş’in
yapısındaki hidrojen atomlarının helyuma dönüşmesi sırasında, enerji açığa
çıkar. Buna güneş enerjisi denir.
Günöte (Aphel) : Dünya'nın, Güneş'ten en çok uzaklaştığı, yörüngede en yavaş döndüğü gündür.
Günöte (Aphel) : Dünya'nın, Güneş'ten en çok uzaklaştığı, yörüngede en yavaş döndüğü gündür.
H
Haliç
: Plato kenarlarının akarsu ağızlarıyla beraber deniz
baskısına uğraması sonucu oluşan dallı budaklı koy.
Harfiyat : Kazı.
Harita : Dünya'nın
bütününün ya da bir bölümünün kuşbakışı görünümünün belli bir oranda
küçültülerek düzleme aktarılmış şekline harita denir.
Harita Anahtarı (Lejant) : Haritada
kullanılan özel işaretlerin ne anlama geldiğini gösteren bölümdür.
Harita Ölçeği : Harita üzerinde
belli iki nokta arasındaki uzunluğun, yeryüzündeki aynı noktalar arasındaki
uzunluğa oranıdır.
Heyelan : Toprağın, taşların
ve tabakaların bulundukları yerlerden aşağılara doğru kayması ya da düşmesine
toprak kayması ve göçmesi denir.
Hidrograf : Bir
akarsuyun belli bir kesiminde suyun yıl içinde veya belli zamandaki akım
durumu.
Hidrografya Haritaları : Bir
bölgenin su potansiyeli (akarsular, göller, yeraltı suları, kaynaklar) hakkında
bilgi veren haritalardır.
Hidroloji : Suyun
özelliklerini inceleyen bilim dalına hidroloji denir.
Hipsografik Eğri : Yeryüzünün
yükseklik ve derinlik basamaklarını gösteren eğridir.
I
Ignimbirit :
Yanardağ püskürtmesi sonucu çıkan kül bulutlarının yığılmasıyla oluşmuş,
yüksek oranda silis içeren kayaçlar.
Irmak : Çayların
birleşmesiyle oluşan akarsulara ırmak denir.
Issız : Nüfus bulunmayan veya çok az nüfus bulunan tenha.
Issız : Nüfus bulunmayan veya çok az nüfus bulunan tenha.
Işıma : Yeryüzü
kazandığı enerjinin bir bölümünü atmosfere geri verir. Buna yer ışıması denir.
Işık Yuvarı : Işıkküre,
fotosfer.
Işık Geçirmez : Opak.
Saydam olmayan
Ilgım : Serap,
özellikle çöllerde ve bozkırlarda, gerçeğe uymayan, az çok uzaklarda beliren su
birikintisi yada gölcük, suda yansıyan ağaçlar ve evlerden oluşan ışıksal
görüntü.
İ
İç Buzul : Geniş
sahaları boydan boya örten geniş buzul örtüleri.
İç Bükey : Konkav.
İçe doğru bükülmüş yamaç.
İç Deniz : Okyanuslara
boğazlar aracılığıyla bağlanan kara içlerine sokulmuş denizlere denir.
İç Püskürme
: İnstrüzyon.
İç
Volkanizma : Volkanik malzemenin kabuk içine girmesi.
İçe Akışlı
Bölge : Kapalı havza. Endoreyik havza
İğne
Yapraklı Orman : Ladin, köknar, karaçam gibi iğne yapraklı ağaçlardan oluşan orman.
İklim : Geniş bir bölge içinde ve uzun yıllar boyunca değişmeyen
ortalama hava koşullarına iklim denir.
İkinci Zaman (Mezozoik) : Günümüzden
yaklaşık 65 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır.
İlkel Zaman : Günümüzden
yaklaşık 600 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır.
İndirgenmiş Sıcaklık : Bir yerin
yükseltisinin sıfır (0 m) kabul edilerek hesaplanan sıcaklığına indirgenmiş
sıcaklık denir.
İnterglasiyal
Dönem : Buzullar arası devre.
İnterserpisyon
: Yağış sularının özellikle bitkilerin yaprak ve gövdelerinde hapsolması.
İnfilak : Patlama.
İnsolasyon :
Güneşlenme.
İso : Eşit,
benzer.
İsoamplitüd
: Yıl içinde, en yüksek ve en düşük sıcaklık ortalaması arasındaki değer
farkı.
İsobar : Eş basınç
eğrisi.
İsobat : Eş basınç
eğrisi.
İsohips : Eş
yükselti eğrisi.
İsonef : Eş
bulutluluk eğrisi.
İsoseist : Eş
sarsılma eğrisi. Depremler için.
İsoterm : Eş
sıcaklık eğrisi.
İzohalin : Eş
tuzluluk eğrisi.
İzohips Aralığı (Eş Aralık) : İzohipsler
haritaların ölçeğine uygun olarak belirlenen yükselti aralıkları ile çizilir.
Bu aralığa izohips aralığı ya da eş aralık denir.
İzoterm Haritaları : Bir
bölgede, eş sıcaklıktaki noktaları birleştiren eğriye izoterm denir. İzotermler
yardımıyla çizilen izoterm haritalarından, bir bölgedeki sıcaklık dağılışı
hakkında bilgi edinilir.
İztep : Bozkır.
İzostasi : Kabuk
tabakasının yoğunluğu ve kalınlığına göre mantoya batması. Bu batma sonucu
oluşan dengeye denir.
J
Jama : Karstik
bölgelerde yüzeye açılan ve alttaki bir mağara veya galeri sistemiyle
bağlantısı olan genellikle huni şekilli dar ve derin karstik kaya
Jeo : Geo, yer
yuvarlağı, yerküre
Jeodezi : Yer ölçme
bilgisi.
Jeofizik : Yer fiziği
ile uğraşan bilim dalı.
Jeoloji : Yer
bilimi.
Jeolojik : Jeolojiyle
ilgili.
Jeolojik zamanlar : Yerkürenin,
oluşmaya başladığı andan bu güne kadar geçirdiği devrelere Jeolojik zaman
denir.
Jeomorfoloji : Yeryüzü şekilleri bilimi.
Jeomorfoloji Haritaları : Bir
bölgedeki şekillenme süreci yani iç ve dış güçlerin etkisiyle
oluşan yer şekilleri hakkında bilgi veren haritalardır.
Jeomorfolojik
: Jeomorfolojiyle ilgilenen bilim dalı.
Jeosenklinal : Akarsular,
rüzgarlar ve buzullar, aşındırıp, taşıdıkları maddeleri deniz ya da okyanus
tabanlarında biriktirirler. Tortullanmanın görüldüğü bu geniş alanlara
jeosenklinal denir.
Jeotermal : Sıcak su
buharı.
Jeoterm Basamağı : Yeryüzünden
yerin derinliklerine inildikçe 33 m’de bir sıcaklık 1 °C artar. Buna jeoterm
basamağı denir.
Jips (Alçıtaşı) : Beyaz renkli,
tırnakla çizilebilen kimyasal tortul bir taştır. Alçıtaşı olarak da
isimlendirilir.
Jüvenil Su :
Kökeni magma olan ve magmadan çıkan su buharının yoğunlaşmasıyla oluşmuş
su.
K
Kaldera
Adası : Kaldera halkasının su üstüne yükselmiş volkanik bir adasıdır.
Kalker (Kireçtaşı) : Deniz ve
okyanus havzalarında, erimiş halde bulunan kirecin çökelmesi ve taşlaşması
sonucu oluşan taştır.
Kambriyen : 1.
Jeolojik zaman öncesi kayaçlar.
Karayel : Türkiye’ye
kuzeybatıdan esen soğuk rüzgarlardır.
Karstik Bölge : Kireçtaşı, alçıtaşı ve dolomit kayaçları bulunan bu nedenle de karstik şekillere yer veren bölge.
Karstik Göller : Eriyebilen
kayaçların bulunduğu yerlerde oluşan göllerdir.
Karstik Yöre : Karstik
topoğrafya şekilleri görünen yöre.
Karstlaşma : Kireçtaşlarının
karbondioksitli sularla erimesi ve bu erimeden dolayı oluşan topoğrafya
şekillerinin ortaya çıkmasıdır.
Karst topoğrafyası : Kireçtaşlarının
erimesi ve suda eriyik haldeki kireçlerin tekrar birikmesi sonucunda oluşan ve
buna ait şekilleri kapsayan arazi.
Katalastik
Metamorfizma : Yerkabuğu faaliyetlerine bağlı olarak fay, bindirme ve naplı yapılarda
kütlelerin birbirleri üzerine sürtünmesinden dolayı kayalar adeta değirmen
taşlarının arasındaki buğday taneleri gibi ufalanmakta, parçalanmakta ve
bazende un haline gelmektedir. Bu şekilde oluşan metamorfizmadır.
Katman : Tabaka.
Katman Bilim
: Stratigrafi.
Katmanlaşma
: Tortulların, üst üste sıralanması durumu.
Kavkı : Fosik-kabuklar.
Kavkılı
Katman : Zoolojik fosil kabuklar içeren katman
Kavkılı
kayaç : Zoolojik fosil kabuklar içeren kayaç.
Kavkılı Kum
: Zoolojik fosil kabuklar ve kireçle karışık kum.
Kayaç : Kaya, taş.
Bir veya birkaç mineralden oluşmuş, yer kabuüunun temel elemanı.
Kayaç
Bilgisi : Petrografi. Jeoloji ilminin bilim alanı.
Kaya Çölü : Hammada.
Rüzgarların ince materyali savurup taşıdığı ve yerinde kayalıkların kaldığı çöl
sahaları.
Kayalar : Bir ve
çoğu kez birden fazla mineralin biraraya gelerek oluşturdukları kütlelerdir.
Kaynak : Yer
altından çeşitli şekillerde çıkan sulardır.
Kenar Deniz : Okyanus
kıyılarında, okyanuslardan adalarla ayrılan denizlere denir.
Kesir Ölçek : Haritalardaki
küçültme oranını basit kesirle ifade eden ölçek türüdür.
Keşişleme : 30° enlemi
çevresindeki dinamik yüksek basıncın etkisi sonucu oluşur. Suriye çölünden
Güneydoğu Anadolu'ya doğru eser. Sıcak ve kurudur.
Kıble : Güneyden eser. İç
kesimlerimizde etkili olur. Akdeniz bölgesinde nemli ve sıcak, iç kesimlerde
ise, kuru ve sıcak olarak eser.
Kırağı : Soğuyan
zeminler üzerindeki yoğunlaşmanın buz kristalleri şeklinde olmasıdır.
Kırç : Aşırı
soğumuş su taneciklerinden oluşan bir sis uzun süre yerde kaldığında, su
taneciklerinin soğuk cisimlere çarparak buz haline geçmesidir.
Kırgıbayır : Yarı
kurak iklim bölgelerinde sel yarıntılarıyla dolu yamaçlara kırgıbayır (badlans)denir.
Kırmızı Toprak : Terrarossa. Tropikal
bölgelerin demir oksitli toprakları.
Kıta : Denizlerin
ortasında çok büyük birer ada gibi duran kara kütlelerine kıta denir.
Kıta
Platformu : Derin deniz platformundan sonra yüksek dağlar ile kıyı
ovaları arasındaki en geniş bölümüdür.
Kıta
Sahanlığı : Deniz seviyesinin altında, kıyı çizgisinden -200 m derine
kadar inen bölüme kıta sahanlığı (şelf) denir.
Kıta Yamacı
: Şelf ile derin deniz platformunu birbirine bağlayan bölümdür.
Kıyı Ortamı : Dalgalar
ve gel-git suları altında kalan kıyı kuşağı.
Kiltaşı (Şist) : Çapı 2
mikrondan daha küçük olan ve kil adı verilen tanelerin yapışması sonucu oluşan
fiziksel tortul bir taştır.
Kimyasal
Tortul Kayalar : Kayaların
kimyasal yoldan erimeleri ve erimiş halde suyun bünyesinde taşınan çeşitli
klorür, sülfat ve bikarbonatların çoğunlukla sığ olan herhangi bir çökelme
ortamında suların buharlaşması sonucunda birikerek oluşan kayalardır.
Kontakt Metamorfizma : Magmanın kabuk tabakasına sokulması ile oluşan
metamorfizmadır.
Konuş : Konum.
Konulan veya bulunulan yer.
Korelat depo veya tabaka :Bir araziden aşınan
malzemenin, aynı arazinin çevresinde veya çukur sahalarında birikmesi.
Konveksiyonel Yağış : Isınan
havanın yükselerek soğuması ile oluşan yağışlardır.
Korrazyon : Akarsu
ve rüzgarlarla taşınan katı parçaların çarpması, yani darbe etkisi ile meydana
gelen aşınma.
Kömür : Bitkiler
öldükten sonra bakteriler etkisiyle değişime uğrar. Eğer su altında kalarak
değişime uğrarsa, C (karbon) miktarı artarak kömürleşme başlar. C miktarı % 60
ise turba, C miktarı % 70 ise linyit, C miktarı % 80 – 90 ise taş kömürü, C
miktarı % 94 ise antrasit adını alır.
Kör (Çıkmaz) Vadi : Karstik
yörelerdeki akarsular bir düdende kaybolarak akışını yeraltında sürdürür. Bu
akarsuların yeryüzünde süreklilik göstermeyen vadilerine kör (çıkmaz) vadi
denir.
Krater : Yanardağların
püskürmesi sırasında mağmanın izlediği yola volkan bacası ve bunun ağzına
krater denir.
Krater
Gölü : Krater çanaklarının sularla dolması sonucu oluşmuş göller.
Kratojen
: Yer kabuğunun hareketsiz, stabil üniteleri.
Krivetz: Romanya’nın
iç kesimlerinden Karadeniz kıyılarına doğru esen soğuk rüzgarlardır.
Kroki : Bir yerin
kuşbakışı görünümünün ölçeksiz olarak düzleme aktarılmasıdır.
Kuesta : Tabakaların
bir tarafa doğru eğimli olduğu sahalarda yumuşak tabakanın aşınması ile sert
tabaka üzerinde oluşan dik alın.
Kumsal : Kıyılarda
dalga ve akıntıların taşıdıkları maddeleri biriktirmesi ile oluşan alanlara
kumsal denir.
Kumtaşı (Gre) : Kum
tanelerinin doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması sonucu oluşan
fiziksel tortul bir taştır.
Kumullar : Rüzgarların
taşıdığı kumların çökelmesiyle kumullar oluşur.
Kum adacıkları : Akarsu
eğiminin azaldığı ve yatağın genişlediği yerlerde, taşınan alüvyonlar ve kumlar
küçük adacıklar şeklinde biriktirilir. Bunlara kum adacıkları denir.
Kuraklık Sınırı : Bir
bölgenin sıcaklık ve nem koşulları tarım ürünlerini, sulamaya duyulan
gereksinimi etkilemektedir.Yaz kuraklığının belirgin olduğu bir yerde sulamaya
duyulan gereksinim fazladır. Buna kuraklık sınırı denir.
Kuyu suları : Kuyular
açılarak yeraltından çıkarılan sulara kuyu suları denir.
Kuvarsit : Başkalaşmış,
Kuvars tanelerinden oluşmuş kayaç.
Kül Yağmuru
: Püskürme bulutlarından oluşmuş kül çökelmesi.
Kümülüs bulutları : Isınan
havanın yükselerek soğuması sonucu oluşur. Bulutu oluşturan su taneciklerinin
yoğunlaşması aynı seviyede başladığı için alt kısımları düzdür. Sütun veya
pamuk yığınına benzeyen bulutlardır. Genellikle sıcak dönemlerde görülürler.
L
Lahar : Yanardağ
yamacından akan çamurlu akıntı.
Lakolit : Asit
magmanın tabakasına sokulması ile oluşan, batolitten küçük olan çoğunlukla
kubbe biçimindeki intrüzif kütle.
Lapya : Kireçtaşının
çözünmesiyle taşın yüzeyinde oluşan kanalcık yada küçük oluklara denir.
Lav : Volkanlardan
çıkarak yeryüzüne kadar ulaşan eriyik haldeki malzemeye lav denir.
Lav Platosu : Masa
biçimli bir arazinin birbirini izleyen kalın lav akıntılarıyla örtülmüş şekli.
Lejant : Harita
Anahtarı.
Lığ
: Akarsularun, yatakları boyunca taşkın devrelerinde
kapladıkları alanlarda, deltalarda ve göl yada deniz kıyılarında çökelttikleri
kil,kumçakıltaşı gibi tortul maddeler.
Limnoloji :
Coğrafyanın gölleri inceleyen bilim dalı.
Lös
: Sarımsı renkte ve genellikle kiş-kum karışımı depolar
ve üzerinde oluşmuş topraklar.
M
Mağara : Kalkerli
arazilerde çatlaklar boyunca yeraltına sızan suların oluşturduğu büyük
boşluklara mağara denir. Damlataş, Narlıkuyu, Düden, İnsuyu, Kızılin mağaraları
en ünlüleridir.
Magmatik
Kayalar : Ergimiş halde bir silikat durumda olan magmadan
kaynaklanan lavların, yerin muhtelif derinliklerine sokulmaları veya yüzeye
çıkarak soğumaları sonucunda oluşan kayalardır.
Mağma : Yer
kabuğunun altında bulunan sıcak ve sıvı katmana mağma denir.
Maki : Her mevsim yeşil
kalan kısa boylu çalı ve ağaçlardan oluşan bitki örtüsüdür.
Maksimum Nem (Doyma Miktarı) : 1m3 havanın belli bir sıcaklıkta taşıyabileceği nemin gram olarak ağırlığıdır.
Mantarkaya
: Kurak ve yarıkurak bölgelerde kayaların özellikle alt
kısımlarının rüzgarlar tarafından aşındırılmasıyla oluşan şekillerdir.
Manto : Dünya'nın Litosfer ile
çekirdek arasındaki katmandır.
Matematik Konum : Dünya üzerinde bir nokta
veya alanın yerinin belirlenmesi için, o noktanın Ekvator'a ve başlangıç
meridyenine olan uzaklığının bilinmesi gerekir. Bunun için enlem ve boylam
kavramlarından yararlanılır.
Memba
Suyu : Kaynak suyu.
Metalajoni
: Maden yatakları ilmi.
Metamorfizma
: Tortul ve volkanik kayaların yüksek sıcaklık ve basınç
şartları altında uğradıkları katı haldeki mineralojik ve yapısal değişikliktir.
Mercan Kalkeri : Mercan iskeletlerinden
oluşan organik bir taştır.
Menderes : Akarsu yatak eğiminin
azalması, akarsuyun akış hızının ve aşındırma gücünün azalmasına neden olur.
Akarsu büklümler yaparak akar. Akarsuyun geniş vadi tabanı içinde, eğimin
azalması nedeniyle yaptığı büklümlere menderes denir.
Mermer : Kalkerin yüksek sıcaklık ve
basınç altında değişime uğraması, yani metamorfize olması sonucu oluşur.
Meteoroloji : Atmosferin özelliklerini inceleyen bilim dalına meteoroloji denir.
Mineraller
: Belli bir kimyasal bileşimi ve muntazam atomik düzeni
olan ve çoğunluğu katı halde bulunan homojen cisimlerdir.
Mistral : Fransa’nın iç kesimlerinden
Rhone Vadisi’ni izleyerek Akdeniz kıyılarına doğru kışın esen soğuk
rüzgarlardır.
Mostra
: Bir tabaka veya formasyonun topoğrafya yüzeyi
tarafından kesilen, ortaya çıkan bölümü.
Mutlak Nem (Varolan Nem) : 1m3 havanın
içindeki su buharının gram olarak ağırlığına mutlak nem denir.
N
Nap : Bir şaryajda, taban
kompartmanı örten ve daha küçük kıvrım ve kırık şekilleri gösteren
komartımandır.
Negatif Östatik Hareketler : Deniz seviyesinin alçalması.
Nek : Tıkaç. Volkan bacasını
tıkayan lavın, volkan konisinin aşınmasıyla sütun şeklinde ortaya çıkması.
O
Obsidyen : Volkan
camı. Lavın hızlı bir biçimde soğumasıyla oluşan genellikle siyah ve kahverengi
kayaç.
Ojit : Yanardağ kütlelerinde
bulunan ve feldspatla birlikte bazaltların temelini oluşturan mineral madde.
Oksidasyon : Bir cismin
havadaki oksijenle birşelmesi. Oksitlenme.
Olivin : Sarımsı yeşil renkli,
cam pırıltılı, magnezyum ve demirli slikat.
Ormanaltı Florası : Orman
örtüsü altında loş ortamda yetişen, çoğunlukla ot ve sarmaşık türlerinin
oluşturduğu bitki topluluğudur.
Organik
Kayalar : Sularda yaşayan flora ve faunaya ait
foraminifer,radiolaria, mercan, çeşitli kabuklu hayvanların ölen iskeletlerinin
birikmesi ile organik tortul kayaçlar meydana gelir.
Ö
Ökümen
: Karaların, yerleşmiş ve yerleşilebilir yerleri.
Ölçek
: Harita üzerindeki bir uzunluğun, yeryüzündeki gerçek
bir uzunluğa oranı.
Önbölge
: Dağ oluşumu haraketlerinin yönelmiş bulunduğu daha
alçak ve daha yeknesak olan.
Önçukurlar
: Bir jeosenklinalin, önbölge cephesindeki kenar çukur.
Ötrofikasyon
: Fazla miktarda organik veya mineral madde içerek göl
veya bataklıklarda alg ve diğer bitkilerin aşırı şekilde büyümesi.
P
Paleontoloji
: Fosilbilim.
Pedoloji:
Toprak bilimi.
Pediment
: Dağların eteklerinde aşınma ile oluşmuş hafif dışbükey
etek düzlüğü.
Peri
Bacaları : Piroklastik malzemeler içersinde bulunan iri kaya
blogları tüflerin aşınmasıyla yüzeye çıkmakta ve aşınmanın ilerlemesi sonucunda
oluşur.
Permability
: Geçirgenlik.
Permafrest
: Devamlı donmuş zemin.
Plajioklaz
: Bir mineral grubudur, kayaç oluşturucu minerallerden,
en çok rastlanan olup;sodyum,kalsiyum,alüminyum gibi birçok katı eriyikten
oluşur.
Plato
: Akarsu vadileriyle derince yarılmış düz ve geniş
düzlüktür.
Pleistosen
: Dördüncü çağın birinci dönemi.
Podzol
Topraklar : Tayga adı verilen iğne yapraklı orman örtüsü altında
oluşan, soğuk ve nemli bölge topraklarıdır.
Ponor
: Su-yutan.
Piroklastik
: Volkanik bacadan patlama ile püskürtürülmüş olan
valkanik materyaller.
Püskürme
: Yanardağın püskürme olayı.
Püskürük
Maddeler : Erüpsiyon maddeler veya indifa maddeleri. Bunlar lav,
lapilli, volkan bombası gibi maddelerdir.
R
Radyal
Akarsu : Kraterlerin dış tarafındaki koni yamaçlarındaki
akarsularda radyal bir sistem göze çarpar buna radyal akarsu denir.
Regresyon
: Deniz çekilip su altındaki alanların karaya katılması.
Rejim
: Bir akarsuyun debisinin zamana ve yere göre gösterdiği
değişkenliklere rejim denir.
Relief : Yer şekli.
Relief
Haritası : Yeryüzü biçimlerinin kabartılarını, çukurlarını ilk
bakışta gösterecek şekilde çizilmesi.
Rendzina
: Humuslu, karbonatlı toprak.
Rezerv : Yeraltında
bulunan sıvı, gaz ve katı yakıt, mineral ve doğal kaynakların kullanılabilir
potansiyeli.
Rippelmark
: Kum dalgacığı.
Richter ölçeği : Amerikalı
Charles F.Richter’ in depremlerin şiddetini ölçmek için geliştirdiği ölçek.
Rüzgar
Oyması : Korrozyon.
S
Sarkıt
: Mağaranın tavan kesiminden bitki kökü veya buna benzer
bir çıkıntı boyunca sızan suyun buharlaşmasıyla oluşmuştur. Mağara tavanından
havuç şeklinde sarkar.
Sediment
: Akarsu, buz, rüzgar tarafından depolanan ince materyal
parçaları.
Seki
: Yatağına alüvyonlarını yaymış olan akarsuyun yeniden
canlanarak yatağını kazması ve derinleştirmesi sonucunda oluşan basamaklardır.
Senklinal
: Tabakaların kıvrılarak alçalması.
Sileks
: Çakmaktaşı.
Sleyt
: İnce elemanlı ve ince yapraklar halindedir ve
bünyelerinde muskovit denilen küçük mikalar bulunmaktadır.
Sipolen : Sadece salkit
kristallerinden oluşmuş, doğal bir çimento ile birleşip sertleşmiş kayaç.
Ş
Şaryaj : Bindirme. Dağ oluşumu
sırasında bir kütlenin başka bir kütle üzerinde sürünmesi.
Şaryaj Örtüsü : Bir kütle
üzerine sürünerek gelmiş kütle.
Şelale : Çağlak, çağlayan.
Şelf : Sığ deniz dipleri.
Şist : Yükek sıcaklık ve
basınç etkisiyle yapraklaşmış kil taşı.
T
Takke Buzulu : Dağların
zirve kesimlerini kuşaran buzul.
Talveg : Akarsu yatağının en
derin yerlerini birleştiren çizgi.
Taş : Kayaç.
Tefra : Bütün bilinen volkanik
malzeme için kullanılan genel terim.
Ters alizeler (üst alizeler) : Ekvator’dan
(TAB), 30° enlemlerine (DYB) doğru esen üst rüzgarlardır.
Ters Fay : Fayın taban
bloku, taban blokuna nazaran yükselerek yatay düzlemle dar açı yapması.
Termal Kaynak : Kırık
hatlar ve çatlaklar boyunca yerin derinliklerine sızarak, oradan ısındıktan
sonra yüzeye çıkan kaynaktır.
Tjale : Donmuş yeraltı.
Toponomi : Yeradı
bilimi.
Tortul Kayalar : Fiziksel-kimyasal
olaylarla ayrışma ve çözülmeye uğrayan kayalardan hasıl olan çeşitli boyuttaki
malzemelerin (kil,kum) ile eriyik halde taşınan maddelerin deniz, göl ve akarsu
yatakları gibi bir çökelme, birikme ortamında birikmesiyle oluşan kayalardır.
Traverten : Kireçtaşının
su içerisinde çözüldükten sonra tekrar çökelmesiyle ortaya çıkan şekiller.
Turba : Turbalıklarda ve
bataklıklarda bulunan kısmen ayrışmış materyallerden oluşan yakıt.
Tundra : Düşük sıcaklığa ve
kuraklığa uyum sağlamış olan kısa boylu çalılar, otlar ve yosunlardır. Bu bitki
örtüsüne tundra adı verilir.
Tüf : İçinde yanardağ külü ve
kum gibi ince bileşenler bulunan katılaşmış yanardağ kırıntı taşı.
Tüfit : Yanardağ püskürmesi
kalıntıları, tüf ve taş kırıntıları karışımı malzeme.
U
Ulu Deniz : Okyanus.
Uvala : Genişleyip,
derinleşen dolinlerin birleşmesiyle oluşan, dolinlerden daha büyük
çukurluklardır.
V
Vadi : Akarsu aşındırmasıyla
oluşan ve tabanında akarsu yatağının ve akarsuyun yerleştiği, sürekli iniş
gösteren oluk.
Voklüz : Kalın kalker tabakaları
arasındaki boşlukları doldurmuş olan yeraltı sularının yüzeye çıktığı
kaynaktır.
Volkan Bacası : Mağmanın
yeryüzüne ulaşıncaya kadar geçtiği yere denir.
Volkan Dağları : Pliyosen’
den başlayarak kuvaterner döneminde de zaman zaman çıkan volkanik malzemenin
birikmesiyle oluşmuş dağlardır.
Volkanizma : Kabuğun
altında bulunan sıcak ve plastik olan magmanın kırık hatlar boyunca çıkmasıyla
oluşan olay.
Volkan Kıyıları : Genç
volkanların bulunduğu bölgelerde lav örtüleri ve volkan konilerini kapsayan
kıyı tipidir.
Volkanoloji : Yanardağ
bilimi.
Y
Yağmur : Bir yağış türü:
Yağmurölçer : Pluviyometre
Yalıyar : Deniz
kıyılarında adeta bir duvar gibi yükselen kayalık yüzeyi.
Yamaç Kaynağı : Geçirimsiz
bir katmanın üzerindeki geçirimli bir katmandan, yeryüzüne çıkan kaynak.
Yanardağ Kayaçları : Püskürük
kayaçlar.
Yanardağ Külü : Volkan
külü.
Yar : Falez, dik yamaç
Yatak : Akan suların meydana
getirdiği yıl içinde ya sürekli ya da geçici olarak suların aktığı yer.
Yeryüzü : Yerkabuğunun
yüzeyi, taşküre
Yontukdüz : Aşınım
dönemi geçirmiş, topoğrafyası düzleşmiş alçak veya yüksekçe düzlük.
Z
Zelzele : Deprem.
Zemin Hareketi : Zeminin
belli bir bölümünün doğal veya beşeri nedenlere bağlı olarak yerinden oynayıp
yer değiştirmesi.
Zemin : Yeryüzü yüzeyi.
Zeolit : Boşlukları, kalker ve
alkalen silikatlarla dolmuş bazı cins volkanik kayaçlar.
Zımpara Taşı : Çok sert alüminyum kristallerden oluşan parlatıcı yada aşındırıcı olarak kullanılan kayaç.
Zımpara Taşı : Çok sert alüminyum kristallerden oluşan parlatıcı yada aşındırıcı olarak kullanılan kayaç.
Türkiye'nin Karadeniz Kıyısı |
Türkiye'nin Karadeniz Kıyısı |
Türkiye'nin Ege Kıyısı |
Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası |
Türkiye Fiziki 1 |
Türkiye Konum. |
Türkiye Tektonik Haritası |
Türkiye Bölgeler Haritası |
Türkiye Sahil Haritası |
Türkiyenin Deprem Bölgeleri |
Türkiye Dilsiz Haritası |
Türkiye'nin Dünya daki Konumu |
Türkiye Fiziki 2 |
Türkiye ' nin akdeniz kıyısı |
Türkiye'nin akdeniz kıyısı 2 |
Türkiye fiziki coğrafyası ters görünümü |
Türkiye Jeoloji Haritası |
Türkiye Denizler Haritası. |
Türkiye Levhalar Haritası |
Türkiye Fiziki Haritası |
Türkiye Levhalar Haritası |
Türkiye Bitki Coğrafyası Haritası |
Türkiye Kabartma Haritası |
Türkiye Akarsu ve Göller Haritası |
Türkiye Maden Yatakları Haritası |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder